GRUP TERAPİLERİ
Grup psikoterapisi, bu eğitimi almış grup psikoterapistleri tarafından yönetilen, 3- 20 kişiden oluşan, uygun şekilde seçilmiş hasta ve/veya danışanlara uygulanan bir tedavi biçimidir. Grup terapilerinde bireysel terapileri de şekillendiren terapi teknikleri kullanılabilmektedir. Tekniklerden bazıları; geştalt, destekleyici-ifade edici, bilişsel davranışsal, psikanalitik, psikoeğitimsel, psikodrama, dinamik-etkileşimsel terapi teknikleridir.
Sınıflandırmalar
Amaca göre: Belirtilerin iyileştirilmesi, yaşamdaki ilişkilerin düzeltilmesi, kişilik gelişimi.
Tiplere göre: Destekleyici, psikanalitik, grup analizi, psikodinamik-ilişkisel, psikodrama, geştalt, transaksiyonel, davranışçı- bilişsel, etkileşim, eğitici, profesyoneller için eğitim, kendine yardım grupları.
Hasta/danışan seçimine göre: Aynı tanılı hastalarla homojen gruplar oluşturulabilir. Örneğin, yeme bozuklukları, alkol ve madde kullanım bozuklukları, şizofrenik bozuklukta sosyal beceri gelişimi grupları, yas grupları gibi. Değişik tanı ve sorunlara göre karma (heterojen) gruplar oluşturulabilir.
Süreye göre: Bir hafta sonu çalışması (konulu çalışmalar, atölyeler), uzun yıllar süren (üç yıllık kişisel gelişim/ tedavi grupları, dört- yedi yıllık profesyonel eğitim grupları) ya da açık uçlu süresiz gruplar (psikoterapi grupları, kendine yardım grupları) söz konusu olabilir.
Grubun Yapısal Özellikleri
Büyüklük: En az 3 en çok 20 üye ile yürütülür. Bazı orta ve geniş grup uygulamaları da olabilir (20’den fazla; 60’tan fazla) Çoğu grup psikoterapisti 8- 12 üye ile çalışır.
Seans sıklığı: Çoğunlukla haftada bir (45 dakika- 3 saat) uygulanır. Yoğun ( hafta sonu 21 saat, bir hafta her gün) ve maraton grup uygulamaları (az uykuyla 72 saat) da vardır.
Kapalı ya da açık grup: Bazı gruplar başladığından sonra yeni üye almaz. Grup sayısı düşse bile aynı üyelerle devam eder. Yarı kapalı gruplarda düşen üye sayısına göre yeni üye eklenebilir. Açık gruplarda ise tedavisi biten üye ayrılır. Gruba yeni üyeler eklenmeye devam eder. Grupta eskiler ve yeniler birarada bulunur.
Gruplara özgü terapötik faydalar nelerdir?
.Umudun yerleştirilmesi; süreçten yararlandığını gördüğü kişilerle birlikte olmak, kişinin kendi iyileşme süreci için umut beslemesini destekler.
• Evrensellik; insanın kaygılarının grup içinde başkaları tarafından da hissedildiğini görmesi, sorunun bir tek kendisinde olmadığını fark etmesi önemli bir iyileştirici faktördür.
• Yardımseverlik; grup terapilerinin önemli katkılarından biri, katılımcıların sadece “destek alan” rolünde değil, “destek veren” rolünde de olmalarını sağlamaktır. Kendi problemini çözmeye çalışan, bu konuda zaman zaman çaresiz hisseden birinin, grup içindeki bir başka kişiye destek verebildiğini görmesi, oldukça terapötik, olumlu bir iyileşmenin parçasıdır.
• Katkısal bilgi; psikolojik yapı hakkında bilgi edinmek pek çok noktada sorunu çözmek için kişiye ışık tutar. Kişinin bazen susarak, bazen öneri vererek, bazen farklı bakış açıları sunarak diğer bir kişiye destek vermesi, o kişinin bilgi dağarcığını genişletmesi, o kişi için özveride bulunması, tüm grup üyeleri için çok önemlidir.
• Birincil aile özelliğinin grupta yinelenmesi ve bunun onarıcı niteliği; grup, birçok açıdan aileyi temsil eder. İlk aile çatışmaları er ya da geç grupta canlanır, ancak grup içinde bu çatışmalar onarıcı bir şekilde yeniden yapılandırılır. Bu da geçmişte çözülememiş problemlerin çözülmesi, geleceğe dair olumlu ve yeni atıfların yapılandırılmasını sağlar.
• Sosyalleşme tekniklerinin geliştirilmesi; kültürün, sosyal ortamların gerektirdiği davranışların kazanılması ( arkadaş ilişkileri, flört etme yöntemleri, iş görüşmeleri, topluluğa hitap gibi)grup içinde, grup üyelerinin katkıları ve destekleri, geri bildirimleri ile hızla kazanılabilir.
• Model alma ve karşılıklı öğrenme; grup üyelerinin daha sağlıklı davranışlarını, bakış açılarını, çözüm tekniklerini değerlendirerek model alma ve öğrenme, grup içinde sıklıkla meydana gelir. Canlılar için en temel öğrenme yollarından biridir. Grup içinde öğrenirken öğretebilir, hem öğreteni, hem öğreneni izleyebilirsiniz.
• Grup bağlılığı; grup üyeleri grupta bulunan diğerlerinin desteğini aldığında, yargılanmadan anlaşıldıklarında ve birbirlerinin iç dünyalarını tanıdıklarında tüm üyeler arasında özel bir bağ kurulur. Kendilerini oldukları gibi kabul eden bir grubun içinde, görülme, kabul edilme ve aidiyet duygularını yaşarlar.
• Duygu boşalımı (katarsis); egonun bütünleşmesine yardımcı olan duygusal dışavurum anları, taşınan ağır duygusal yüklerden kurtulma ve yeni farkındalıklar kazanma anları olarak nitelendirilebilir.
• Varoluş etmenleri: hayatta karşılaşılan her türlü soru ve sorun, grup terapilerinde ele alınabilir, acı, haksızlık, ölüm, sorumluluk gibi varoluşçu temalar da buna elbette dahildir.
Grup terapilerinin pek çok kişi tarafından benimsenmesinin ana sebepleri bu etmenlerdir. Pek çok katılımcı, kendi deneyimlerinden yola çıkarak daha başka etmenler de eklerler. Herkes kendisine iyi gelen yolu ve yöntemi, kendi ihtiyaçlarına atıfta bulunarak değerlendirir. Grup terapileri 1940’lardan beri, ruh sağlığı uzmanlarının sıklıkla kullandıkları metotlardan biridir.
Ülkemizde bulunan bazı terapi grupları
-
AA (Adsız Alkolikler grubu)
-
Madde Bağımlılığı Grupları
-
Destekleyici Gruplar
-
Kısa Terapi Grupları
-
Analitik Gruplar
-
Psikodrama
-
Maraton Gruplar
-
Etkileşim Grupları
-
Psiko-eğitim Grupları
-
Hasta ailelerine yapılan gruplar
-
Hastalıklara yönelik (Kanser grupları, diyabet grupları, obesite, bulimia grupları vb…)
-
Hamilelerle gruplar