ENSEST
'Sevdiklerim yanlış dokunmaz ki bana' der bir çocuk...
Günlük hayatın yoğunluğu ve karmaşasına rağmen, Haber Hayat' a yazmak, paylaşmak istediklerimi aktarabilmek her zaman heyecanlandırmıştır beni. Ancak bu ay, yazımı hazırlarken ilk kez zorlandığımı fark ediyorum...
Uzun yıllar psikoloji alanında çalışan biri olarak birçok yaşama ve acıya tanık oldum. 'Önemli olanın bizim hayattan ne beklediğimizin değil, hayatın bizden ne beklediği olduğunun ' gayet de farkında olan biri olarak, bu düsturu bir kez daha kendime hatırlatarak cinsel istismar ve sonuçlarından söz etmeye çalışacağım. Elbette çocuklarımızı nasıl koruyabileceğimizden...
Çocukta cinsel istismar yüzyıllardır bilinen bir konudur. Son yıllarda Türkiye' de ve Dünya'da hızla artmış olmasının altında HAZ odaklı yaşama anlayışının ön plana çıkmış olması önemli bir etken olabilir. Çocuk istismarı, karmaşık nedenleri ve trajik sonuçları olan, tıbbi, hukuki, gelişimsel ve psiko-sosyal kapsamlı ciddi bir sorundur. Çocuğa yönelik kötü muamele ya da çocuk istismarı insanlık tarihi kadar eski, ancak ortaya çıkarılması her zaman oldukça zor olmuş bir konudur. İstismarın saptanması tıbbi ve psikolojik tedavi sürecinin yanı sıra yasal işlemleri de zorunlu kılar.
Aile içi cinsel istismar -ensest; evlenmeleri hukuksal, ahlaki ve dini açılardan yasaklanmış yakın akraba olan kadın ile erkeğin cinsel ilişkide bulunmaları anlamında kullanılmaktadır. Cinsel sapkınlık olan ensest “akraba aşkı” olarak da tanımlanmaktadır. Ensest yasakları, toplumsal bir kural oluşturduğundan sosyal ve kültürel bir olgudur. Toplum tarafından ayıplanması ve büyük çoğunlukla çok yakın akrabalar tarafından gerçekleştirilmiş olması gizli tutulmasına neden olmaktadır. Bu ilişki türü tarihte hep yasaklı bir tabu olarak görülmüştür. Yakın ilişkilerin kurulduğu, ebeveyn bağının ve güvenin oluşmuş olduğu veya ebeveynlerle olan ensest ilişki uzun yıllar boyunca görmezlikten gelmiştir.
Çocukluk çağı travmaları içinde çocuk istismarı uzun süre devam etmesi, çocuğa genellikle en yakınları tarafından yapılıyor olması, bu nedenle de tanımlanması ve tedavi edilmesi en zor olan travma şeklidir. Çocuğun bir yetişkin tarafından; cinsel uyarı ve doyum için kullanılması, fuhuşa zorlanması, pornografi gibi suçlarda cinsel obje olarak kullanılması cinsel istismardır. Cinsel bölgeye dokunma, teşhircilik, pornografi, ırza geçmeye kadar tüm davranışları kapsamaktadır. Cinsel istismarın mutlaka şiddet içermesi gerekmez. Küçük bir çocuk bütün yaşanılanları bir oyun gibi algılayabilir ve yanlış olduğunu fark etmesi de oldukça zaman alır.Bazen yıllarca hatırlamaz ancak travmayı tetikleyecek başka bir olay o yaşantıyı hatırlatır, ya da büyüdüğünde anlatabilmeyi başarır.
Cinsel istismara uğrama, cinsiyetler arasında farklılıklar göstermekte ve kızlarda üç kat daha fazla görülmektedir. Bununla birlikte, erkek çocukların istismarının açığa vurulması kızlara oranla daha az olabilmektedir. Cinsel istismar %77 olasılıkla aile, %11 diğer akrabalar, %5 bakımla ilgisi olmayan kişiler, %2 ise çocuğun bakımı ile ilgilenen diğer kişiler tarafından uygulanmaktadır.
Hangi çocuklar enseste maruz kalabilir?
Çocuğa yönelik cinsel taciz her türlü sosyoekonomik ve sosyokültürel sınıfta görülebilmekle birlikte, vakalar ve çalışmalar bazı durumların cinsel taciz riskini artırdığını göstermiştir.
Fiziksel ve zeka engelli çocukların cinsel tacizlere daha açık olduğu bilinmektedir. Bunun yanında başkalarından izole edilmiş, soyutlanmış çocukların tacize uğrama olasılığı da daha yüksektir. Arkadaşları, kardeşleri veya ailedeki yetişkinler ile iletişim şansı zayıf olan çocuklar daha yüksek taciz riski altındadır. Bazı hallerde tacizci çocuğun bu yalnızlığından yararlanırken, bazı hallerde de taciz eden çocuğu kendisini diğer kişilerden soyutlamaya zorlayabilir, teşvik edebilir, yöneltebilir. Alkolik bir baba, annenin hasta olması ya da evi terk etmesi, kız çocuklarının babadan ayrı yaşamaları, annenin gece çalışmak zorunda kalması, anne veya babanın ya da her ikisinin de daha önceden ensest ilişki yaşamış olması, ailede görülen psikiyatrik rahatsızlıklar ensest için risk oluşturur.
Çinsel Tacize Uğramış Çocuklarda Ne Tür Belirtiler Görülebilir?
Çocuğun saldırganla olan ilişkisine, seksüel aktivitelerin şekline, şiddet kullanımına, fiziksel zararın varlığına, çocuğun işbirliğine, yaşına, gelişim basamağına ve travma öncesi psikolojik gelişimine bağlı olarak değişmektedir. Ailenin olaya tepkisi de konu üzerinde etkileyici rol oynamaktadır. Çocuğun tepkisi; korku, depresyon, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, davranış problemleri, okul problemleri, cinsel problemler gibi değişik şekillerde olabilmektedir. Öfke tepkileri, zayıf dürtü kontrolü, karşı olma, karşı gelme bozukluğu cinsel istismara uğramış çocuklarda gözlenebilmektedir . Ayrıca parmak emme, tırnak yeme gibi davranışlara da sık rastlanılmaktadır. Bunun yanı sıra fobiler ve uyku bozuklukları, kız çocuklarında erkek çocukların yanında güvensizlik ve anksiyete belirtileri, bulantı, kusma, karın ağrıları, baş ağrıları gibi sorunlar görülebilmektedir. Daha büyük çocuklarda; suçluluk hissi ve depresyon görülebilir. Suçluluk hissi, olayın kendisinden değil aile fertleri ile daha sonra yaşanan olaylardan kaynaklanır. Ergenlerde; okulda başarı ve davranış sorunları, suça eğilim, panik ataklar (homoseksüel saldırı yaşayan erkek çocuklarda izlenir) yaşayabilirler. Kirli ve değersiz olma hissi yaşanabilir. Çocukta anormal davranışların fark edilmesi, çocuğun fiziksel bir yaralanma sebebiyle doktora getirilmesi, daha nadir olarak çocuğun üçüncü bir şahsa bunun hakkında bir şeyler söylemesi veya hamilelik sonucu ortaya çıkabilir. Bu nedenle çocukların, cinsel istismarı tanımlama veya gösterme yeteneğinde olduklarına inanılmalı ve ciddiye alınmalıdır. Çünkü çocuklar, böyle bir hikaye uydurmak için gereken entelektüel ve cinsel deneyime sahip değildir.
Sık ve devamlı cinsel oyun, cinsel olarak baştan çıkarıcı davranışlar sergilemesi, yaşıyla uyumsuz cinsel aktivite göstermesi, kontrolsüz mastürbasyon ve resim çizimlerinde tacizi belirtme, uygunsuz cinsel davranışlar (herkesin ortasında mastürbasyon), cinsel ilişki taklidi, insanlara sürtünmek, sürekli cinsel organlarıyla oynamak gibi, cinsellik veya seks konularına anormal ilgi gösterme veya tamamen ilgisiz kalma sık görülen davranışlardır. Cinsel tacize uğrayan bazı çocukların yeni ilişkilerini cinsellik üzerine kurdukları görülmektedir.
İstismarcı; çocuğa yabancı biri olabileceği gibi genellikle çocuğun bildiği çevrede yaşayan kişi ya da toplumda saygın ve sevilen birisi de olabilir. Dış görünüşünün ardında çekingen, kendine güveni ve saygısı olmayan bir kişilik yatar. Erişkinlerle ilişki kurmakta zorlanır. Başkalarının üstünde güç gösterilerine ihtiyaç duyduğu için kurbanlarını çocuklardan seçer. Her zaman yaralamak ve zarar vermek amacını taşımasa da, çocuğu incittiğini ve zarar verdiğini kabul etmez.
Çocuklar cinsel tacize uğradıklarını söylemek istemezler
Çocuklar kolay kolay cinsel tacize uğradıklarını söyleyemezler. Çocuklar iç dünyalarında pek çok şeyi yetişkinlerin kontrol ettiğini ve yetişkinlerin her şeyi bildiğini düşürler. Özellikle de tacizi uygulayan kişinin çocuğu tehdit etmesi veya bu kişinin çocuğun tanıdığı biri olması durumunda çocuk durumu yanlışlığını da kavrayamaz.
Ancak çoğu zaman tacizi anlatmanın bir yolunu ararlar ve son bulmasını isterler. Tacizi anlatabilmesi başlamasından bir yıl ya da daha fazla bir süreyi bile bulabilir. Bazen çocuk anlattığında ebeveyn inanmayabilir bu durum çocuğu daha da travmatize eder.
Eğer bir çocuk cinsel tacize uğradığını söylüyorsa bu mutlaka ciddiye alınmalıdır.
Çocukların yalan yere taciz iddiasında bulunması veya bir yetişkinin bazı davranışlarını yanlış anlamak suretiyle taciz olarak değerlendirmeleri çok çok nadir görülen bir durumdur.
Çocuk tacizcileri çocuğu olan biteni söylememesi konusunda aşırı derecede korkutabilir ve böyle bir durumda çocuk sadece kendisini güvende hissetmesi için özel çaba gösterilmesi (aile desteği, profesyonel yardım gibi) durumunda rahatça konuşabilir.
Mahkemeye yansımış vakalarda, çocuğun ifade vermeden önce profesyonel yardım alması olayın zamanı, yeri ve şekli konusunda daha net ve doğru ifade vermesine yardımcı olacağı gibi çocuğun bu durumdan daha az zarar almasını sağlar.
Çocuğun tacize uğradığını söylemesi durumunda ebeveynler ne yapmalı?
Tacize uğrayan bir çocuğun ebeveynleri her şeyden önce sakin olmaya çalışmalı ve çocuğun söylediklerini mutlaka ciddiye almalıdırlar. Ne yazık ki tacize uğradığını söyleyen pek çok çocuk söylediklerine inanılmaması durumu ile karşılaşmakta ve bu da çocuğun yaşadıklarını yeniden ifade etme şansını azaltmaktadır. Çocuğun anlattıkları ciddiyetle ele alınmalı ve çocuğa tacizin ne olduğu açıklanarak bu olanların kendi hatası olmadığı konusunda güven verilmelidir. Ayrıca ebeveynler en kısa zamanda durumu adli makamlara bildirmeli ve çocuğun tıbbi muayeneden geçirilmesini ve psikolojik destek alınmalıdır.
Ebeveynler cinsel tacize uğramasını önlemek için neler yapabilirler?
Bedeninde olağandışı izler, tekrarlayan enfeksiyonlar, akıntılar, ağrılar ve duygu-davranış değişimleri varsa bunların nedenleri araştırılmalı.
Cinsel içerikli ifadeler kullanıyorsa mutlaka kaynağı sorgulanmalı. Çocuk eğer bir cinsel eylemden bahsediyorsa bunun gerçek olmama olasılığı yok denecek kadar azdır.
Küçük yaştan itibaren cinsel bilgi verin
Cinsel organlara isim takmayın
İyi dokunma kötü dokunma ayırımını yapın
Anlattığı her şeyi önemseyin
Kendisini koruyabileceği, hiçbir şey yapamazsa bağırabileceğini hatırlatın
Mutlaka adli birimlere haber verin
Bir düşünüm anne karnındayken algıladığımız ilk duyumdur dokunma.. Plasenta içindeki sıvının hissettirdiği duyum....
Bu yüzden 'Sevdiklerim yanlış dokunmaz ki bana ' der bir çocuk..